İletişim Nedir?
Otizm ve diğer özel ihtiyaçları olan çocuklarla çalışırken, etkili bir şekilde iletişim kurmaları için farklı yolları hatırlamak önemlidir. İletişim becerilerimizle, ilişkiler kurar, sürdürür, isteklerimizi ve ihtiyaçlarımızı karşılarız. Bu nedenle öğrencilerimizi ve iletişim ihtiyaçlarını düşünürken aynı düşünceden yola çıkmalıyız. Etkili iletişim fikrimizi sadece “konuşma” dan ziyade, etkin ve verimli bir şekilde istenilen mesajı alacak herhangi bir yönteme genişleterek, bunları öğrencilerle denemek için bir takım yöntemler deneriz.
Otizmli çocuklarla “konuşmayı öğrenmelisin” iletişim planından “iletişim kurmayı öğrenmelisin” planına geçiş yaptığımızda sıklıkla yaşanan hayal kırıklığı azalır, davranış problemleri azalır, iletişim artar ve hatta sözlü konuşma artar.
Uygun İletişim Nasıl Kurulmalıdır?
Otizmli çocukların, sözlü konuşma, sosyal iletişim, iletişim başlatma ve iletişim stratejilerini kullanma becerileri azdır. Özellikle sözlü konuşma, çocuğa, aileye ve onunla birlikte çalışanlara büyük sıkıntı ve meydan okumalar getirebilir. Otizm spektrum bozukluğu olan çocukların üçte biri işlevsel olarak sözsüzdür; bu konunun birçok ailenin ve profesyonellerin geliştirmek için uğraştığı önemli bir konu haline gelmesinin nedenidir.
Bazı aileler, terapistler ve öğretmenler, çocuğu, sahip olduğu konuşmayı kaybedeceğinden veya sözlü repertuvarını genişletilmeyeceğinin endişe duymaları nedeniyle, alternatif iletişim (AAC) sistemlerine çocuğu tanıtmaktan çekinmektedirler. Araştırmalar ise bunun böyle olmadığını göstermektedir.
Çocuklar yiyecek, oyuncak ve ilgi gibi sevdikleri şeylere erişme arzusunu gösterirler. Otizmli çocuklar, bir faaliyetin tamamlandığını anlamaya ve yeni bir etkinliğin başlayıp başlamayacağını anlamaya veya önerilen etkinlik tercih edilen bir etkinlik değilse onu nasıl yapmak istemediğini anlatmak konusunda, günün ilerleyen saatlerinde ne olacağından emin değillerse belirsizlikten dolayı tedirginlik gösterebilirler.
Kendilerini uygun bir şekilde ifade etmenin bir yolunu bilmiyorlarsa, bunu ifade şekli çoğunlukla kendilerine veya başkalarına vurma, çığlık atma, ağlama, ısırma, çevrelerindeki şeyleri yok etme, kaçma vb. gibi davranış biçiminde kendini gösterir. Bu, işlevsel bir iletişim sisteminin uygulanması gerektiğinin bir göstergesidir.
Davranış Problemleri ve İletişim Arasındaki Bağlantı
Davranış literatüründe, işlevsel iletişim eğitimi örnekleri genellikle, davranış problemleri sergileyen bir çocuk için işaret dili veya resim sembollerini bir iletişim şekli olarak uygulamayı içerir. Daha bütünsel bir yaklaşım benimseyen işlevsel iletişim, öğrencinin insanlar ve ortamlar arasında başarıyla kullanabileceği her türlü iletişimi içerebilir. Buna nesneler, resimler, iletişim kitapları, işaret dili veya konuşma üreten cihazlar dahildir.
Fonksiyonel bir iletişim sisteminin uygulanmasına yönelik ilk adım çoğunlukla en zor olanı oluşturmaktadır. Etkili olabilmesi için çocuğun sergilediği davranışın işlevini başarıyla ifade etmesi gerekir. Örneğin, bir çocuk dikkatlerini çekmek için bir yetişkinin saçını çekiyorsa, onlara “yapma” ifadesini öğretmek bu davranışı azaltmanın etkili bir yolu olmayacaktır.
Bu çocuğa yetişkinlere nasıl dokunduracağını öğretme, “bana bak !” yazan ya da yetişkinlere “merhaba” yazan bir resim vermesi çok daha etkili olacaktır. Başarılı bir iletişim planı uygulanmadan önce, çocuğun ekibi (anne-babalar, terapistler, öğretmenler) davranışın işlevini anlamalıdır. Çocuğun çeşitli davranışlarla meşgul oldukları zaman bize gerçekten anlatmaya çalıştığı şey nedir?
Genel amaç, öğrencinin mevcut ihtiyaçlarını karşılayan ve gelecekteki becerileri ile birlikte gelişecek bir iletişim sistemi bulmaktır. Her zaman bir öğrencinin sözlü olarak konuşmasını hedefleriz. Bununla birlikte, sonuç olarak, insanlar ve ortamlar arasında etkili ve etkili olan işlevsel bir iletişim araçlarına sahip olmak, çocukların dünyaya katılımlarında daha büyük bir etkiye sahip olacaktır. Etkili iletişim, paha biçilemezdir.